Köşe Yazısı

Muhalefet yaparken…

Dikensiz gül bahçesi yok.  Bir makamdaysan övüleceksin, eleştirileceksin.  Yaşamın kuralı bu.  Birileri muhalefet yapacaktır.  Demokrasinin kuralıdır.

Dikensiz gül bahçesi yok. 

Bir makamdaysan övüleceksin, eleştirileceksin. 

Yaşamın kuralı bu. 

Birileri muhalefet yapacaktır. 

Demokrasinin kuralıdır. 

Yapmalı da. 

Gülü seven, dikenine katlanacak. 

Dikensiz gül bahçesi bulmak mümkün mü? 

O güzel gülü koklamak için elimize mutlaka diken batar. 

Yaşamımızın en güzel örneğidir bu. 

Mutlaka eleştiren olmalıdır. 

Hiç kimse dört dörtlük değil ve en iyiyi ben bilirim diyemez kendini bilen. 

Ancak eleştirinin de bir ölçüsü olmalı ve ona göre yapılmalı. 

Doğrular alkışlanırken, yanlışlar da konuşulmalı, anlatılmalı ve yazılmalı. 

Bir daha belirtiyorum… 

Doğrular alkışlanmalı. 

Yaşamın kuralıdır bu. 

Bu hafta iki konuyu ele alacağım. 

Bursa’da her alan da (haber-spor) tanınmaya başlayan, en iyi olmaya aday ATAELİ’nde yazmaya başladığımdan bu yana Bursa-Mustafakemalpaşa ve köylerden telefon ve mailime gelen haber ve fotoğraflar arttı. 

Haftanın bir günü yazdığım için yetişmeye ve her olayı ele almaya çalışıyorum. 

Önce Mustafakemalpaşa’da geçen hafta yaşanan ve Mustafakemalpaşa Belediyesine bağışlanan araçlar diyelim. 

Çok önemli Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem’in aldığı karar. 

Bu kararla belediye kendi işini kendi yapacak. 

Her ay ilçe belediyesine nereden baksanız 1 ila 1 milyon 200 bin lira arasında para kalacak. 

Bu karar Mustafakemalpaşalılar için iyi mi, kötü mü? 

Kötü diyecek kimsenin olacağına inanmıyorum. 

Muhalefet yapılacak ve yapıldı… 

Ne diyor AK Partililer? 

“Dün gelen araçların piyasa değeri 20 milyon TL. 57 milyon liralık dendi. 37 milyon liralık farkın kapatılmasını bekliyoruz.” 

Bu konu da geçen hafta Başkan Şükrü Erdem meclis toplantısında gerekli açıklamayı yaptı ve AK Partili meclis üyelerini de, diğer meclis üyelerini de bilgilendirdi. 

Ne dedik? 

Muhalefetsiz demokrasi olmaz. 

Ancak… 

Doğruya bakmak daha güzel ve gerçekçi olmaz mı? 

Gerçekten 37 milyon lirayı Başkan Şükrü Erdem kendine alır, yakınlarına yedirir mi? Ya da başkasına verir mi? 

Böyle düşünen var mı? 

Varsa yanlış çok yanlış düşünüyor demektir. 

Birkaç kez yazdım yine belirteyim… 

Şükrü Erdem’i 6 yaşından bu yana yani 59 yıldır tanırım ne yetim hakkı yer, ne de yedirir. 

Şu geçen 12 ayda da neler yaptığını ve Mustafakemalpaşa’nın kazanması için gecesini gündüzüne kattığını hepimiz görüyor, biliyoruz. 

Bu açıdan muhalefet yapılmalı da… 

İşte onun nasıl yapılması gerektiğine de doğru karar verilmeli. 

Tabi amaç üzüm yemekse. 

Amaç Mustafakemalpaşa’ya hizmet, Mustafakemalpaşalıların daha modern ve medeni yaşamalarına yardımcı olmak ise. 

Kısaca bakalım mı? 

“Şu anda 100 milyon lira vergi borcumuz bitti. SGK ve diğer borçlarımızı da yılsonuna kadar temizleyeceğiz. Bu arada bir firma tarafından belediyemize 15 temizlik aracı hibe edildi. Göreve geldiğimizde esnaf alacaklarını istiyordu, ödedik hepsini ve bize mal vermek istemeyen esnaf şimdi, “bizden alış veriş yapın” diye haber yolluyor. 12 ay gibi sürede buralara geldik. Daha da iyi olacağız. Halkımız bize güvendi ve oyunu verdi, bizde onlara layık olmak için mesai arkadaşlarımızla gecemizi- gündüzümüze katıp çalışıyoruz.”  

Mustafakemalpaşa’ya kazandırılan Orta Mahalledeki 360 dönüm tarım arazisi, balık pazarı, Ovaazatlı’ya yapılan fabrika, stadyum, tesisler, çamur içindeki sanayi sitesinin parke döşenmesi. 

Ne kadar süre içinde yapıldı bunlar? 

12 ay. 

****************************************************** 

Ve geçelim Kabulbaba’ya… 

8 Mart 2025 tarihinde tarihi bir akşam yaşandı Kabulbaba Köyü’nde (mahalle yazmam) 

Kabulbaba Köyü Muhtarı Saim Sarsar yine önemli bir işe imza attı. 

Kadınlar Gününde köy halkına ve konuklara mükemmel bir akşam yaşattı. 

Bağlamalar eşliğinde türküler söylendi, kadınlarımıza çiçekler ve çeşitli armağanlar verildi Kabulbaba’da. 

Bir şenlik vardı Mustafakemalpaşa’nın güzel Köyü’nde. 

Kadınlar eğlendi ve günlerin verdiği yorgunluğu attı. 

14 Şubat tarihinde 60 yaş üstü aileleri ziyaret edip, çiçek veren ve o günü “sevgi günü” ilan eden Muhtar Saim Sarsar 8 Mart gibi yine önemli günde böyle güzel bir akşamı yaşamanın ve yaşatmanın onurunu yaşıyordu. 

“Kadınlarımız canlarımızdır. Hakarete, tacize uğramayan, dışlanmayan, öldürülmeyen bir dünya istiyor ve özlüyoruz. Onlar anadır, candır, eştir. Onlar koparılmaması gereken çiçeklerdir. Dünya hepimiz için bir gün değil her gün yaşanması gereken güzelliktedir.” 

Helal olsun Muhtar. 

Örnek olmalı her köye. 

Dostlar… 

Kadınlar köle değil; eştir, anadır, bacıdır. 

Sevelim, sayalım ve kalplerini kıracak en küçük bir kelime dahi kullanmayalım.